Sosyal medya artık oyun alanı değil, gelir kapısı!
Sosyal medya artık oyun alanı değil, gelir kapısı!
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve İletişim Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gül Esra Atalay, son yıllarda sayıları giderek artan “sosyal medya fenomeni çocuklar” olgusunu iletişim bilimi ve çocuk hakları açısından değerlendirdi.
Çocuklar hem içerik tüketip hem de üretiyorlar
Sosyal medya platformlarının çok yaygın ve popüler olduğunu dile getiren Prof. Dr. Gül Esra Atalay, “Görünür olmaya ilgi çekmeye hizmet eden yapılar bunlar. Dolayısıyla çocuklar da sosyal medya mecralarını yoğun bir şekilde kullanıyorlar. Hem içerik tüketip hem de üretiyorlar. İçerik üreticisi çocukların bazıları bu mecralarda yüksek izlenme oranlarına ve kalabalık bir abone kitlesine erişebiliyor. Sosyal medya mecralarında izlenir olmanın karşılığında bir ekonomik getiri de söz konusu. Bugün gerek Türkiye’de gerek dünyada çok popüler sosyal medya ünlüsü çocukların yüksek meblağlarda para kazandıklarını biliyoruz. Bu nedenlerden ötürü birçok başka çocuk da buna özeniyor ve bu faaliyetlere adım atıyor. Ekonomik kazancın yanında tanınır olmak, popüler olmak, ilgi çekmek gibi getirileri de olabiliyor.” dedi.
Çocuğun ekonomik istismarı da söz konusu
Ailelerin çocuklarını sosyal medyada gelir elde etme amaçlı içerik oluşturmaya teşvik etmesinin bu çocukları çalışan çocuk haline getirdiğini kaydeden Prof. Dr. Gül Esra Atalay, “Üstelik bu çok kontrolsüz, denetimsiz ve çocuğun haklarını ihlal eden bir çalışma düzenine neden oluyor. Yayınlanacak videolar için defalarca tekrarlanan çekimler, çocuğun ev içi mahrem yaşamının gözler önüne seriliyor oluşu, serbestçe oyun oynamak gibi temel bir çocuk hakkının bir gösteriye, performansa dönüşmesi çocuk açısından çok sakıncalar barındırıyor. Ayrıca burada kazanılan gelir aile tarafından kullanılıyor ve ne kadarının çocuğa ayrıldığını düzenleyen bir yasanın olmayışı çocuğun ekonomik istismarına da beraberinde getiriyor.” diye konuştu.
Çocuk hakları ihlali var!
Sosyal medyada çok takipçili hesaplara sahip influencer çocukların sevimlilikleriyle, günlük yaşamlarına dair detayların gösterileştirilmesiyle, oynadıkları oyunlar ve hatta kamera önünde yaşadıkları sevinç, üzüntü, öfke, şaşkınlık gibi duygularla birer meta haline geldiklerini de anlatan Atalay, “Çocukluk sorumlulukların az olduğu, serbestçe oyun oynayarak ve bu oyunlar sayesinde çocuğun kendisini tanıdığı geliştiği bir dönem olması gerekirken, sosyal medyada gelir elde etme amaçlı faaliyetlerin içerisine çekilen çocuklar çocukluklarını yaşayamıyorlar. Burada çok ciddi ama fark edilmeyen bir hak ihlali var.” ifadesinde de bulundu.
18 yaşını geçtikten sonra ebeveynlerine dava açanlar var!
Dijital dünyada içerik üretirken yapılan her faaliyetin kullanıcıların dijital ayak izlerine eklendiğini ifade eden Prof. Dr. Gül Esra Atalay, “Çocuklar söz konusu olduğunda ise çoğu zaman kendi dijital izlerini bilinçsizce oluşturuyorlar veya ebeveynleri tarafından ve çocuğun rızası dışında oluşturuluyor. Çocuklar ileride bu dijital ayak izlerinden rahatsız olabilirler, utanabilirler. Bu durumda bunları sildirmek için mücadele etmeleri gerekecek. 18 yaşını geçtikten sonra ebeveynlerine dava açan gençler olduğunu biliyoruz.” şeklinde konuştu.
Çocuk fenomenler için Türkiye’de henüz bir yasa bulunmuyor
Fransa’nın 2020'de çocuk influencer'ları çocuk işçiliğine karşı korumak amacıyla yeni bir düzenleme getirdiğini de hatırlatan Prof. Dr. Gül Esra Atalay, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bu yasaya göre, video paylaşım platformları için hazırlanan ticari içeriklerde 16 yaş altı çocuklar yer alıyorsa ve bu videoların süresi veya geliri belirli sınırları aşarsa, ailelerin ve ilgili şirketlerin resmi makamlardan izin alması zorunlu hale geliyor. Kurallara uymayanlar, para cezaları veya beş yıla kadar hapis cezasıyla karşılaşabiliyor.
Ayrıca, 16 yaşından küçük çocukların çalışma saatleri sınırlandırılıyor ve kazandıkları gelir, 16 yaşına ulaştıklarında kullanabilecekleri özel bir hesaba yatırılıyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde de çeşitli eyaletlerde benzer yasalar ve yasa tasarıları gündemde. Türkiye’de henüz benzer bir yasa bulunmuyor. Çocukların sosyal medyayı kullanması da elbet bir hak fakat bu hakkı kullanırken mağdur olmamaları için hem platformlar hem ebeveynler hem de devlet önlem almalı. Çocuğu destekleyen, bilinçlendiren, doğru içeriğe ve faydalı kullanım pratiklerine yönlendiren mekanizmalara ihtiyaç var.”
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.